Dedikodu
Dedikodu
Ergenliğe girdiğimden beri cinsel olarak aktif biriydim. Porno izlemeye erken başlamaktan, lisede kızların etek altı videolarını çekmeye kadar geniş bir yelpazede cinsel aktivitelerim olmuştu ve sağ elim Hulk’ınki kadar kuvvetliydi. Bu aktif olma hali hayal gücümde de kayda değer etkiler bırakmıştı. Lisedeki sınıfımdan dershanedeki sınıfıma kadar tüm dişi bireyler (hocalar dahil) “elimden” geçmişti. Üniversiteye başlayacağım zaman da bu trendi bozmamaya karar vererek Mühendislik Fakültesine girdim.
Herkes gibi üniversitenin ilk zamanları kendime bakıyor ve giydiğime özen gösteriyordum. Gel gelelim vücudumun ön bölümünde bulunan top gibi bir çıkıntı ve dünyada kapladığım alanın bir miktar fazla olması işimi zorlaştırıyor gibiydi. Daha aşağılarda ise durum felaket olmasa da kasnak çatlatmak için gerekli tertibata sahiptim. Gayet tabii bunu bilen sadece ben olduğum için sağ elimin damarlarında gözle görülür büyümeler yaşanmaya devam ediyordu.
Duyduklarımın doğru olduğunu görmek beni ziyadesiyle üzmüştü. Altmış kişilik sınıfta 12 kız ve 48 erkek mevcuttu.Bu 12 kız içerisinde ilgimi çekenler olsa da burun ve çenelerin altında bulunan bir miktar kıl yumakları hedef kitlemi 6-7 kıza kadar indirmişti. Prensip olarak çok fazla erkek bireyle arkadaş olma taraftarı değildim. Bu boşluğu Berkay’la dolduruyordum. Kendisiyle aynı mahallede büyümüştük, sonradan yollarımız ayrılsa da üniversite bizi tekrar birleştirmişti. Berkay benden daha girişken bir yapıdaydı ve hali hazırda bir arkadaş grubu vardı.
Okulun ilk zamanları bu arkadaş grubuna dahil olmaya çalışan sempatik tombul oğlan imajıyla geçiyordu. Sınıftaki hedef kitlesiyle henüz bir temasta bulunmamıştım. Ancak güz döneminin sonlarına doğru ilk başta hedef kitlemde olmayan ancak bıyıklı da olmayan Nur ile benzer kafa yapısına sahip olduğumuzu fark etmiş ve sıkça muhabbet etmeye başlamıştık. Birlikte rahat rahat geyik çevirebiliyor ve aynı şeyleri düşünebiliyorduk. Nur hala hedef kitlemde değildi çünkü kendisi kısa boylu ve oldukça şişman bir hanım efendiydi. Sempatik bir yüzü güzel bir gülümsemesi vardı. Genelde dış görünüşe önem vermem ve bunu yaptığımda kendimi ikiyüzlülükle suçlarım. Bu yüzden Nur’un ilk başta hedef kitleme girmemesine neyin sebep olduğunu bilmiyorum. Zaten uzunca bir süre arkadaşlık ettiğimiz için Nur’un tamamen hedef kitlemden çıktığını da söyleyebilirim.
Üniversitedeki ikinci senemin bahar dönemi gelmişti ve gelmekle kalmayıp bazı sorumlulukları da beraberinde getirmişti. İki ders için proje yapılması gerekiyor ve bunun için üçer kişilik gruplar oluşturulması isteniyordu. Ben, Berkay ve Nur’dan oluşan bir grupla iki projeyi de yapmak niyetindeydim. Berkay kabul ederdi, ancak Nur geçen zaman içinde sınıftaki diğer kızlarla yakın arkadaş olmuştu. Onlardan birkaçıyla proje yapmak isteyebilirlerdi. Nur’a sormak için gittiğimde ilk başta isteksizdi.
-Kızlarla beraber yaparız diye düşünüyordum dedi.
+Berkay’la beraber zorlanırız sen de olursan hallederiz hemen kırma bizi ya.
-Berkay’da mı olacak?
Nur Berkay’dan hoşlanıyor olabilirdi. Uzun sayılabilecek bir boyu, geniş omuzları ve büyük gözleri vardı. Daha önce de pek çok kızın Berkay’dan hoşlandığına şahit olmuştum, sürpriz değildi.
+Evet o da olacak.
-Yani yine de bi’ kızlara sormam lazım ama haftaya ararım ben seni.
Okul başladığında biraz zorlansam da bahar dönemiyle birlikte dersleri toparlamıştım ve sınıfta “anlayan adam” olarak bir yer edinmiştim. Ortalamam da fena değildi ve düşürmeye hiç de niyetim yoktu. Bir sonraki hafta Nur aradı ve projeyi birlikte yapmayı kabul etti. O hafta sonu için bizim ev müsaitti hep beraber bizde toplanıp çalışmaya karar verdik. Çalışacağımız gün çılgınlar gibi yağmur yağıyordu. Berkay ve Nur’a yağmur biraz dindikten sonra gelmelerini söyledim. Böylece saat 17’ye doğru Nur ancak bize gelebilmiş Berkay ise ortalarda yoktu.
Nur eve geldiğinde ilk dikkatimi çeken şey üzerine giydiği bluz oldu. Bordo renkli bluzunun hatırı sayılır bir göğüs dekoltesi vardı ve eğilmesine gerek kalmadan memelerinin bir kısmını görmeme izin veriyordu. Ancak bu kıyafetin benim için değil Berkay için seçildiğini anlayacak kadar zekiydim. Tüm bunlara rağmen Nur eve geldiğinden beri tek düşündüğüm şey Nur’un bir çift memeye sahip olduğuydu. Daha önce hiç bakmadığım için olabilirdi bu şaşkınlık. Bir saat kadar Berkay’ın gelmesini bekledik ancak o ortalarda yoktu ve aramalarımıza da dönmüyordu. Çalışmaya başlamanın iyi bir fikir olduğuna karar verdik ve çalışma masama yan yana oturduk. Ben memelerin etkisinden çıkıp derse odaklanmayı başarmıştım. Nur da Berkay’ın yokluğunun etkisinden çıkmıştı ve bu sayede 2-3 saat civarı verimli bir şekilde çalışıp molayı hak ettik. İkimize birer kahve yaptım ve odaya döndüm. Odaya döndüğümde Nur yatağımın üstüne oturmuş kitaplıktaki kitaplardan birini karıştırıyordu. Ben de yanına geçtim ve kahvesini uzattım. Kitaptan ve genel olarak hayattan konuşarak kahvelerimizi bitirdik. Tam çalışmaya dönmeye niyetlenirken bir şimşek çaktı ve elektrikler gitti.
Ne yapacağımızı bilemez halde karanlıkta yatağın üzerinde oturmaya devam ettik. Bir süre sonra aklıma telefonun ışığını açmak geldi. Elime telefonu alıp ışığı açtığımda gördüğüm ilk şey Nur’un memeleri oldu. Kendimi bakmaktan alamadım ve Nur da beni yakalamış oldu. “Oha” dedi ve gülmeye başladı. Ben de güldüm ancak “Pardon” demeyi de ihmal etmedim.
“Bunlar bana değil ama biliyorum”
“Nereden biliyorsun?”
“Buraya gelmeyi anca Berkay da var dediğimde kabul ettin. Oradan biliyorum”
İtiraz edecek oldu ancak etmedi ben de işi iyice gırgıra vurarak telefonu memelerine doğru tutmaya devam ettim. Nur ise elime vurarak şakayla karışık bunu engellemeye çalışıyordu. Bir anda bu telefon mücadelesi karşılıklı olarak birbirimize küçük tokatlar atmaya ve boğuşmaya kadar gitti. Bana vurmasını engellemek için ellerini birleştirip tek elimle tutmaya çalışırken kafamı kaldırdığımda ikimizin suratları arasında 5-6 santimetre vardı. İçgüdülerimin bana dediğini yaptım ve Nur’u dudağından öptüm. Şaşırdığına eminim ancak aynı anda o kadar çok duygu yaşıyordu ki hepsini tahmin etmek imkansızdı. Ellerini bıraktım ve elimi omzuna doğru götürerek onu tekrar öpmeye başladım. Hala karşılık vermiyordu ancak karşı da koymuyordu. Bundan cesaret alarak öpmeye devam ettim. Ellerimi sırtında gezdiriyor vücudunun hassas olduğunu düşündüğüm noktalarına temas etmeye çalışıyordum. Artık Nur da rahatlamış ve bana karşılık veriyordu. Karanlıkta, telefon ışığında öpüşüyorduk ve hala kimseden tek bir kelime bile duyulmamıştı. Nur’a doğru yüklenerek onu sırtüstü yatırdım ve bu şekilde öpmeye devam ettim. Ellerimi bacaklarına doğru indirip kalın baldırlarını hissediyordum.
Bir süre bu şekilde devam ettikten sonra elimi bluzuna götürdüm ve çıkarmak için hamle yaptım ancak beni durdurdu ve;
“O çıkarsa duramayız biliyorsun değil mi?”
Cevap vermedim ve bluzunu çıkarttım. Siyah bir sutyen giymişti. Kilosunun etkisiyle gerçekten büyük olan memelerini ve bu memelerin altındaki hatırı sayılır bir göbeğini okşayarak keşfettim ve yine ellerimin yardımıyla memelerini bulup kafamı arasına gömdüm. Ben buna devam ederken Nur da boş durmadı ve sutyenini çıkardı. Dilimle uçlarını bulup emmeye, boşta kalan memeyi de elimle sıkmaya başladım ve bu Nur’u adeta kendinden geçiriyordu. İnlemek istiyordu ancak ortam o kadar sessizdi ki gürültü yapmaktan korkuyor sesini bastırmaya çalışıyordu. Üstümdeki tişörtü çıkardım ve vücutlarımızın temas etmesi için aradaki bütün engelleri kaldırdım. Bir süre daha öpüştükten sonra Nur’un kendisine bi hayli dar gelen kotunu çıkarmak için ikimiz birden uğraştık ve nihayetinde çıkardık. Teni pürüzsüzdü en azından ben öyle hissediyordum. Ben de pantolonumu ve ardından boxer’ımı çıkarttım ancak karanlıkta kaldığım için Nur bunu tam göremedi. Nur’u yatağın kenarına doğru getirdim ve aletimi yüzüne doğru yaklaştırdım. Tam o anda çat! diye bir sesle birlikte elektrikler geldi.
O anda ikimiz de ne yaptığımızın tam anlamıyla farkına varmıştık. İki adet son derece ağır beden birinin altında sadece iç çamaşırı öteki çıplak birbirlerine doğru bakıyorlardı. Aslında daha çok Nur ile benim aletim bakışıyordu. Göz göze geldik ilk anda ne yapacağımı bilemesem de yine içgüdülerime güvendim ve gülümsedim. Bu onu da rahatlatmış gibiydi, zaten uzunca bir süredir kalkık olan aletimi ağzına alarak beni uçurmaya başladı. Elektriklerin gelmesinden çok bu an benim gerçeklikle tanıştığım an oldu. İlk defa seks yapıyordum ve aletim bir kızın ağzındaydı. İtiraf etmeliyim ki oldukça güzel bir duyguydu. Bir süre bu şekilde devam ettikten sonra Nur’u yeniden sırt üstü yatırdım ve bacaklarını açtım. Ona bu iyiliğinin karşılığını verecektim ancak kafamı uzatmamla bacaklarını kapatması bir oldu.
“Utanırım. O olmaz” dedi.
O anda anladım ki karanlıkta bir hayli cesur olan Nur ışıklar açıldığında vücudundan bir miktar utanır olmuştu. Ben de düşününce ilk defa bir kızın karşısında çırılçıplaktım ve gurur duyacağım bir vücudum da yoktu. Fakat bugün içgüdülerimin günüydü sadece onları dinlemeliydim. Bu yüzden fazla ısrar etmedim ve Nur’un vücudu boyunca ilerleyerek aletimle Nur’un amı arasındaki mesafeyi azalttım. O anda aklıma bir soru daha geldi. Nur daha önce bunu yapmış mıydı?
Bir anda Nur’la göz göze geldik. Benim soran gözlerle ona baktığımı görünce başını “Evet” dercesine salladı. Birkaç saniye Nur’un daha önce seks yaptığını kabullenmekle geçse de bunu çabuk atlattım ve Nur’un içine girmek için kapıyı çaldım. İlk denememde doğru yere yerleştiremesem de biraz da Nur’un yardımıyla doğru yere o çöldeki vahaya girdim. Birkaç yavaş git gelden sonra şartların hızlanmak için uygun olduğuna kanaat getirdim ve tempoyu artırdım. Bu ne güzel bir yerdi böyle yılların birikmişliğiyle bütün gücümle Nur’u sikiyordum. Mesafe kısa olduğundan çok ses çıkmasa da Nur’un çıkardığı seslerden oldukça iyi bir ritim tutturduğum ortadaydı. Yıllar yılı aletimin geniş olmasına rağmen boydan tatminkar olmadığını düşünerek girdiğim kompleksin boş olduğunu görmek bana tarifi imkansız bir zevk veriyordu. Altımda bir kadın vardı ve ben onu aletimle adeta kıvrandırıyordum. Bana saatler gibi gelen 10 dakikanın sonunda yorulmuştum ve tempom da düşmüştü. Nur da bunu fark etmişti ancak o da aldığı zevkin etkisiyle bir şey yapamıyordu. Bana teslim olmuştu. İçinden çıktım ve tekrar yanına gittim. Aletim tekrar Nur’un ağzındaydı. O aletimi yalarken üste çıkmak isteyip istemediğini sordum, o da kabul etti. Nihayet dinlenebildiğim bir pozisyondaydım ancak üzerimde hayli kilolu bir kız aletimi içine almaya çalışıyor ve ağırlığını bana veriyordu. Dizlerimde hissettiğim ağrıyla bir an kendime geldim ve sevişmekte olduğum kadının vücudunu iyice inceledim. Ellerim Nur’un memelerinde ve kocaman baldırlarında geziyordu. Nihayet beni içine alabilmişti ve ileri geri hareket ediyordu. Öne her eğildiğinde kocaman memeleri yüzüme yaklaşıyor ben de onları bir hayvan gibi yakalayıp emiyordum. Nur bu pozisyonda bir öncekinden daha da çıldırmıştı. Tempoyu kendi ayarlayabilmesi onu çok mutlu etmiş ve belini kıvıra kıvıra defalarca orgazm olmuştu. Şimdi sıra bendeydi. Üstümden indirdim ve aletimi eline almasını istedim. Aslında yıllarca porno izlemiş biri olarak yüzüne boşalmayı istedim ancak kabul etmedi. Aletim Nur’un elinde sırt üstü yatmış kendimi onun insiyatifine bırakmıştım. Ellerini güzelce kullanarak beni boşalttı ve bütün spermlerimi göbeğimin üstüne atmamı sağladı.
“Islak mendil var mı?”
“Masanın üzerinde”
Nur ıslak mendile doğru giderken ben halen bacaklarımı hissetmiyordum. Olmuştu işte bir kadınla birlikte olmuştum. Dahası onu zevkten uçurduğuma da emindim. “Nasıldı?” diye sormadım bile. Çünkü eğer bir kadını orgazma ulaştırırsanız bunu fark etmemeniz imkansızdı. Nurla birbirimizi temizledikten sonra durum değerlendirmesi yapmak üzere yatakta karşılıklı bağdaş kurup oturduk. İkimiz de çıplaktık. Sessizliği Nur bozdu.
“Birbirimizden hoşlanmıyoruz değil mi?”
“Hayır.”
“Neden bunu yaptık o halde?”
“Çünkü istedik. Yoksa pişman mısın?”
“Hayır, değilim. Ama kafalarımızın karışmasını da istemiyorum.”
“Bence hala arkadaşız”
“Bence de”
Bu konuda anlaştığımıza sevinmiştim. Seks muhteşemdi fakat Nur’la sevgili olmak istemiyordum. İçimdeki hayvanın ortaya çıkmasını sağlayan şahane bir elçiydi o. Ona minnettardım ancak onu sevmiyordum.
“Peki yapmaya devam edecek miyiz?”
“Neden olmasın”
Bu konuda da anlaştık. Nur ile bahsettiğim ortak akıl buydu işte. Birbirimizin ne istediğin anlayabiliyorduk ve çoğunlukla da aynı şeyi istiyorduk. Ancak hala aklımda olan birşey vardı Nur daha önce kiminle sevişmişti ki?
“Nur, sen bunu ilk ne zaman yaptın?”
“Lisede”
“Oha.”
“Lisede uzun süreli bir erkek arkadaşım vardı. Onunla mezun olmadan önce yapmıştık ama gördüğün üzere kendisi artık yok.”
Bunları anlatırken gülüyordu. Nurla ilgili sevdiğim detaylardan biri buydu. Geçmişinden bahsederken pişmanlık duymadığını bütün yaşamını iyisiyle kötüsüyle kabullendiğini hissettiriyordu. “Peki sen ilk ne zaman yaptın” diye sordu. Telefonumun saatine baktım ve “yaklaşık 40-45 dakika önce” dedim. Nur sadece tek birşey söyleyebildi;
“Hassiktir”
Nur inanamasa da gerçek böyleydi. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar seksle ilgili saatlerce konuştuk. Aslında Nur evine dönecekti ancak aramızdaki bariyerlerin tamamı kaybolunca geceyi bende geçirdi ve birlikte uyuduk.
İlerleyen günlerde Nur’la olan ilişkimiz belirlediğimiz çizgide devam etti. O günü takip eden iki haftada 3-4 kez kah onun evinde kah benim evimde buluşup seviştik. Tabii bu sevişmelerde gittikçe tecrübe kazanıyor, Nur’u kendinden geçiriyordum. Projenin teslim tarihi yaklaşıyordu ve ekip olarak tekrar projeye yoğunlaşmamız gerekiyordu. Berkay’a proje için ne zaman birşeyler söylesem beni dikkatli dinlemiyor geçiştiriyordu bu durum beni biraz sinirlendirse de çok takmıyordum aslında. Projeyi Nur’la ikimiz yapsak bize sevişmek için daha çok fırsat kalırdı. Ancak Nur projeye katılırken koyduğu hedefi unutmamıştı. İlk zaman dillendirmese de artık aramız aşırı yakın olduğu için açık açık Berkay’la sevişmek istediğini söylüyordu. Bir yandan Nur’un ısrarı öte yandan Berkay’ın isteksizliği beni strese sokmuştu. Bu iş çözülmeden Nur sevişmeyi de kabul etmiyordu ve ben son derece azmıştım. Aklıma bir çözüm gelmişti.
İlk seneden beri dikkatle kestiğim bir kız vardı. Yeşil gözleri, buğday teni ve koyu sarı saçlarıyla sınıfa güneş gibi doğan Işıl…
Kesmenin de ötesinde Nur sayesinde pek çok kez aynı ortama girip çıkmıştık Işıl ile. Ancak Işıl’ın liseden bu yana beraber olduğu bir sevgilisi vardı ve ona çok sadık görünüyordu. Bu sebeple Işıl’a hiç yanaşmamıştım. Ayrıca sevgilisi boksördü bunun Işıl’a yanaşmamamla hiç alakası yok(!) Ancak bu dönemin başında Işıl ani bir kararla sevgilisinden ayrılmıştı.
Kadınların özellikle yakın arkadaşlarına hayatlarında olan biten her şeyi anlatma huyları malumunuz. Son birkaç aydır da Nur ve Işıl çok yakınlaşmışlardı. Birbirlerinin evlerinde kalıyorlar, sürekli beraber dışarı çıkıyorlar ve neredeyse her günlerini birlikte geçiriyorlardı. Peki bu bilgiyi nasıl kullanabilirdim? Nur ikna kabiliyeti olan bir kızdı. Işıl’ı benimle sevişmeye ikna edebilir miydi? Ya ona reddedemeyeceği bir teklif sunarsam…
Birkaç gün sonra Nur’la dışarıda bir kafede buluştuk ve kendisine teklifimi yaptım. Ben Berkay’la konuşup onu ikna edecektim o da Işıl’la konuşacaktı. Teklifimi yapmamla birlikte Nur’un kahkaha atması bir oldu.
“Ne gülüyon lan”
“Hahahah bana baya kolay oldu bu iş”
“Nasıl ya, ne alakası var?”
“Bizim aramızda geçenleri Işıl baya detaylı bir şekilde biliyor?”
“Eee n’olmuş?”
“Sence nolmuş salak?”
“Anlamadım ya?”
“Ben senin performansı öyle bir anlattım ki o zaten seni merak ediyordu”
Bu cümleyi duymamla aklıma gelen ilk şey “Tüh ucuza gittik amına koyim” oldu. Ben bunu bilseydim Işıl’ın yanında Seda’yı da Yağmur’u da isterdim. Neyse ne elimdeki de gayet yeterliydi şimdilik ancak planın ikinci aşamasını işletmem lazımdı. Berkay’ı ikna etmem gerekiyordu.
Nur’la ayrıldıktan sonra Berkay’ı aradım “müsaitsen sana gelicem” dedim. “Tamam” dedi ben de yola koyuldum. Kapıda selamlaştıktan sonra içeri geçtik ve her zamanki gibi muhabbet etmeye başladık. Bir süre sonra konuyu açtım.
“Senden bir iyilik istiyorum.”
“Olur kanka, neyse yaparız yani”
“Bizim Nur’u biliyosun”
“Ha şu ayı gibi olan”
“Bi dur amk sen de ya”
“Noldu lan”
“Aga onu sikmen lazım”
“Olmaz. Niye lan ayrıca?”
“İyilik dedik ya amcık.”
“Neymiş o iyilik”
“Nur da bana Işıl’ı ayarlayacak”
“Yuh amk yeşil gözlüyü mü?”
“Hee”
“Nasıl olacak oğlum o vermez ki o kız”
“Nur halledecek o kısmı ama tek şartı var. Seni istiyor.”
“Nur’la sikişiyonuz mu la siz?”
“Bir süredir, evet.”
“Anladıydım zaten amk. Nasıl bari gideri var mı?”
“Bence sorun yok etli butlu hem tokatlaması zevkli olur.”
“E iyi yapalım o zaman.”
“Koçum beee!!!!”
Berkay’ın bir süredir kadınlar açısından işlerinin iyi gitmediğini biliyordum ve onun bu açlığı benim için kapıları açmıştı. Şimdi sıra bu müjdeli haberi Nur’a vermekti. Ertesi gün Nur’u aradım ve müjdeli haberi verdim. Kız nasıl mutlu oldu anlatamam mümkün değil. Hemen yer, zaman, lojistik gibi problemleri çözmemiz lazımdı. En uygun zaman yine hafta sonu ancak bu kez Nurların evine gidecektik. Nur’un planına göre Ben, Nur ve Berkay proje için toplanacaktık. Birkaç saat sonra da Işıl gelecek bir miktar içki olaya dahil olacak ve çarşı karışacaktı.
Heyecandan neredeyse uyuyamadığım birkaç günün ardından büyük gün gelip çatmıştı. Öğlene doğru uyanıp hazırlandım ve akşamüstü Berkay’la buluşup Nurlara doğru yol aldık. İkimiz de de seks yapacak olmanın tatlı heyecanı vardı. Nur bizi kapıda karşılayıp içeri davet etti. Sanki ders çalışacakmışız gibi defter kitap her şey hazırdı. Bir süre dersin başında oturduktan sonra kapı çaldı. Gelen olanca güzelliğiyle Işıl’dı. Havanın sıcak olmasını fırsat bilmiş üzerine şort ve askılı bir bluz giymişti. Ölçülü dekoltesinden göğüs çatalı hafifçe belli oluyor, insanın içini gıdıklıyordu. Hep beraber içeri geçip biraz havadan sudan konuştuktan sonra Nur o güne özel aldığı şarabın ilk şişesini açtı ve kadehlere doldurdu. Bir de peynir tabağı hazırlamıştı. Onun ve benim için özel bir gün olduğunu hissettirmek ister gibiydi. Kadehlerimizdeki şarapları içiyor bir yandan da muhabbet ediyorduk. Işıl’a yakınlaşmak için yanına oturdum ve ona tatlı tatlı sorular soruyor flörtleşiyordum. Aslında olacaklar belliydi ama öncesinde biraz ateşi kuvvetlendirmenin kimseye zararı yoktu.
Saatler ilerledikçe hepimiz gevşemiştik. Nur adeta Berkay’ın üzerine yatmış kendini ona sunuyordu. Ben de şaraptan biraz etkilenmiştim istemisizce gülüyordum. Işıl da bana baktıkça gülüyordu. Bir ara tuvalete gidip elimi yüzümü yıkamak için izin istedim ve odadan ayrıldım. Tuvalette yüzüme su çarpıp kendime gelmeye çalıştım ve başarılı oldum. Artık beklenen vakit gelmişti. Işıl’ı öteki odaya götürecektim. Odaya döndüğümde manzara birden değişmişti. Nur üstündekini çıkartmış dizlerinin üstünde, Berkay ise koltuğa iyice yayılmış malafatı sermiş yatmaktaydı. Gördüklerim hoşuma gitmemişti çünkü Berkay’ın aleti açıkça benimkinden büyüktü. Daha da kötüsü Işıl da o yöne bakıyor ve etkilenmiş gözüküyordu. Işıl’a doğru yöneldim ve cesaretimi toplayarak “haydi içeri geçelim” dedim. Cümlemi bitirmemle birlikte Nur ağzındaki aleti çıkarıp “Hayır!” dedi. “Dördümüz de aynı odada olacağız.”
İşte bu hiç hoş değildi. Performansım özgüvenimle daha iyi oluyordu ve Berkay’ın yanında çıplak olma düşüncesi hiç hoşuma gitmiyordu. Kızlar bana sürpriz hazırlamışlardı.
Peki ne yapacaktım? Bir korkak gibi orayı terk edemez yada oyun bozanlık yapamazdım. Her şeyden önemlisi Işıl’la sevişme fırsatını bu yüzden kaçıramazdım. Cesaretimi topladım ve tişörtümü çıkardım. “Tamam o zaman” dedim. Işıl’ın yanına geçip ona gülümsedim ve dudaklarına yumuldum. Bir yandan da Nur’la Berkay’a bakıyordum. Nur son derece mutlu ve hırslı bir şekilde Berkay’a oral yapıyordu. Berkay’ın alet henüz kalkmamıştı. Ellerimi Işıl’ın vücudunda gezdirmeye başladım. Bu ne sıkı bir vücuttu böyle. Teni sanki ipek gibiydi. Bir çırpda üzerindeki incecik askılı bluzu çıkardım. Ben de tişörtümü çıkardıktan sonra yeniden dudaklarına yumuldum. Şeftali aromalı rujunun tadı dudaklarının tadıyla birleşmiş inanılmaz bir lezzete kavuşmuştu. Bir süre daha böyle devam ederken beklemediğim anda Işıl beni koltuğa doğru ittirdi ve pantolonumu çıkarmaya başladı. Ben de ona yardımcı oldum ancak çok tedirgindim. Nihayet çıkardım ve Işıl “Oha!” dedi.
“Nur bana böyle dememişti”
“Ne dememişti”
“Kalın olduğunu. Nasıl alıcam ben bunu?”
“Bakarız bir çaresine”
Işıl’ın kafasını hafifçe bastırarak kalkık durumdaki aletimi ağzına verdim. Işıl Nur’dan daha iyi alıyordu ağzına. Eski sevgilisiyle hareketli bir seks hayatları olduğunu tahmin ediyordum hep. Işıl bir lolipop gibi aletimi yalarken göz ucuyla da Nur ve Berkay’a bakıyordum. Berkay Nur’un arkasına geçmiş içine girmeye çalışıyordu. Kendi işime odaklandım ve Işıla taşaklarımı da yalamasını söyledim. Işıl da muhteşem bir şekilde topları birer birer ağzına alıyor beni çıldırtıyordu. Artık dayanamıyordum Işıl’ın amını görmem lazımdı. Ayağa kaldırıp hızlıca şotunu çıkardım. Üzerinde küçük sarı tüyler olan kırmızı bir yarık karşıma çıktı. Hemen üstüme gelmesini söyledim. İlk başta yine zorlandım çünkü Işıl tam ıslanmamıştı. Biraz daha ilerledi ve amını ağzımla aynı hizaya getirdi. Hemen dil darbeleriyle görevimi yapmaya başladım ben yaladıkça Işıl titriyordu. Klitorisini dilimle belirledikten sonra emiyor, onu adeta çıldırtıyordum. Işıl koltuğa tutunmuş bir ayağı yukarda diğeri yerde yüzüme oturmuştu. Ben de iki elimle kalçaların kavrayarak, bazen sıkarak yalamaya devam ediyordum. Bir süre sonra yeterli ıslaklığa erişince onu aşağı doğru ittim. Aletim Işıl’ın içine girmek için sabırsızlanıyordu. Biraz dudaklarına sürttükten sonra hemen girdim içine. Beklediğim kadar dar bir am değildi. Hissetmem için biraz öne eğilmesi gerekiyordu ancak sıcacıktı ve ben hayvanlaşmak istiyordum. Işıl’ın üstümde zıplamasına izin vermeden ben gidip gelmeye başladım. Memeleri kontrolsüzce sallanıyor, kafası istemsizce geriye gidiyor, bütün vücudu kasılıyordu. “Of, napıyosun!” diyebildi sadece. Cevap vermedim ve daha da hızlandım. Vücuduyla aramdaki boşluk tam aletimin boyu kadardı, hızlı ve güçlü bir şekilde vurmama imkan veriyordu. Taşaklarım vücuduna çarptıkça gelen sesler inanılmazdı. Bu seslere Işıl’ın inlemeleri ve benim derin nefesim eklendikçe odadaki gürültü artıyordu.
Işıl’ın saçları sık sık yüzüne düşüyordu, elleriyle saçlarını geriye topluyor ve bunu yaparken muhteşem gözüküyordu. Bir ara yorulur gibi oldum ve tempoyu düşürdüm. Yavaşça, hissede hissede Işıl’ın içinde gidip geliyordum. Işıl kontrolü ele almak için hamle yapınca onu durdurdum ve ani bir hareketle onu sırt üstü koltuğa yatırdım. Bu sırada içinden çıkan aletimi tekrar olması gereken yere yerleştirdim. Pozisyon değiştirmenin verdiği güçle yine sert bir şekilde pompalıyordum. Işıl o kadar ıslanmıştı ki ne kadar hızlanırsam hızlanayım sürekli aynı kayganlıktaydı. Bu durum beni daha da tahrik etti ve Işıl’ın memelerine tokatlar atmaya başladım. Bir birini bir ötekini tokatlıyor, pompalamaya devam ediyordum. Işıl’ın memeleri de yüzü de kızarmıştı. Hafif korkuyla karışık bir heyecanla gözlerime bakıyordu. Yemyeşil gözleri gözlerime kilitlendikçe gülümsüyor ve onu daha da sert sikmek için güçle doluyordum. Bacaklarını iyice kaldırip iki elimle tutuyor, bir çiçek gibi ortaya çıkan amını adeta dövüyordum. Işıl kıvrana kıvrana koltuğun ucuna kadar gelmişti. Onu düzeltmek yerine pozisyonu değiştirmek istedim ve Işıl’ı ters çevirip arkasına geçtim. Gördüğüm manzara muhteşemdi. Bacaklarının arasında dolgun etli amı ve üstünde şahane bir göt deliği. Ama ikinci delikte gözüm yoktu henüz tekrar sıcacık amına girdim ve pompalamaya devam ettim. Biraz önce memelerine attığım tokatları şimdi kalçalarına atıyordum. İki ayağım da yere rahat bastığı için rahatça güç alıyor tempoyu artırabiliyordum. Işıl’ın bir kadına göre oldukça geniş omuzları vardı, kürek kemikleri belirgin olmasına rağmen tam olması gereken yerlerde gerektiği kadar yağları vardı. Bu da onu doggy style sikmeyi daha da muhteşem hale getiriyordu.
Kendimi kaybetmiş şekilde Işıl’ı pompalarken birden bir kapı sesi duyuldu. Dönüp baktığımda Nur’u koltuğa çırılçıplak uzanmış bizi izlerken buldum. Yüzündeki ifade çok da mutlu değildi. Işıl da merak etmişti.
“Noldu?” dedim.
“İşini bitirdi gitti.”
“E amacına ulaştın.”
“Evet de böyle kalmasaydım iyiydi.”
“Nasıl?”
“Bir kere ya geldim ya gelmedim.”
Başımla işaret ederek yanıma gelmesini istedim o da geldi. Işıl’ın amından çıkardığım sırılsıklam aletimi Nur’a uzattım. İtiraz etmeden alıp yalamaya başladı. Işıl da boş durmamak için Nur’un yanına geldi. İki kız birlikte aletimi yalıyorlar, beni zevkten delirtiyorlardı. Bir ara iyice şımarıp aletimi yüzlerine vurmaya başlayınca biraz bozulur gibi olsalar da bu hizmetlerinin karşılığını onlara verecektim.
Koltukta ikisi tombul üç kişi sevişmek zor olacağından yatağa geçmeyi teklif ettim ve kabul gördü. Kızların götünü mıncıra mıncıra odaya geçtik. Nur’u sırtından hafifçe ittirip önümde domalmasını sağladım. Aletimi yerleştirip git gel yapmaya başladım. Işıl da yatağa uzanmış bizi izlerken bir eliyle kendini ötekiyle Nur’u okşuyordu.Nur’un oldukça büyük poposuna ardı ardına şaplaklar atıyor bunu yaparken tempomu da koruyordum. Bazen Işıl’la göz göze geliyor, onun yeşil gözlerine bakarken daha da azıp Nur’u daha da sert sikiyordum. Nur artık inlemekten yorulup başını yatağa koyunca içinden çıktım ve yatağa geçtim. Işıl’ı sağ omzunun üzerine yatırıp bacaklarını ayırmadan aradan amına girdim. Bu şekilde sikmek şaşırtıcı derecede kolaydı. Ayrıca Işıl da gayet zevk alıyor gibiydi. Tempomu arttırdıkça artırdım. Aletim Işıl’ın daracık amına daha fazla dayanamayacak gibiydi. Işıl’ın içinden çıktım ve onu sırt üstü çevirip göğsüne doğru boşaldım.
Işıl’ı sikerken Nur’un ne yaptığına dönüp bakmamıştım bile. Boşaldıktan sonra beynime biraz kan gitmeye başlayınca gözlerim Nur’u aradı. Işıl’ın yanına uzanmış yüzünde hınzır ve biraz da kıskanç bir ifadeyle. “Biraz da bana bıraksaydın” dedi. Ben de gülerek “yüzüne boşalmamı kabul edersen bir dahakine hepsi senin” dedim. Nur itiraz edecek gibi olunca Işıl hemen atladı ve yüzüne boşalmamı istedi. Ortamdaki tatlı kıskançlık bana az önceki sevişmeden daha çok zevk veriyordu.
Birlikte duşa girdik, tazelenmiş bir şekilde tekrar odaya dönüp muhabbet etmeye başladık. Muhabbet sürerken bir süreliğine düşünmeye başladım. 1 ay önce el ele tutuşmamış bir bakirken bugün iki kızla birden sevişmiştim. O ilk adımı atmak, elektrikler kesildiğinde Nur’u öpmek bana asla öngöremeyeceğim kapıları açmıştı. Karşımda Nur ve Işıl çırılçıplak muhabbet ediyor ben de dal taşak kah onlara sarılıp mıncıklıyor kah öpüyordum. Kadınların kendi aralarındaki dedikodu ağları hayatımı değiştirmişti. Eylemlerim sürecekti.