Ilk Adımlar 1
Çocukluğum Anadolu kasabalarında geçti. Babam, yöre kültür ve geleneklerinin yarattığı kişiliğiyle, sert ve hoşgörüsüz bir insandı. Annemse ona göre daha geniş görüşlü ve anlayışlı bir kadındı. Benden iki yaş küçük kız kardeşimle üç kişilik bir aile idik, fakat babam, büyükannem ve iki teyzeme de bakmak zorunda olduğu için aynı evde altı kişi yaşıyorduk. İlkokulun son yıllarında vücudum ve duygularım gelişmiş, çükümde kıpırdanmalar başlamıştı. Zaman zaman çükümün kendiliğinden kazık gibi dikilmesi bana tatlı hazlar yaşatıyor, ama bunun ne anlama geldiğini bilmiyordum. Ev sahibimizin benim yaşımdaki kızına karşı giderek farklı duygular beslemeye başlamıştım. Onların ya da bizim evimizde yalnız kaldığımız zamanlar kız kardeşim ben ve o, ya evcilik ya doktorculuk oynardık. Bu oyunlar benim çok hoşuma gidiyordu. Çünkü oyun boyunca hem onun hem kız kardeşimin orasını burasını ellemek fırsatı buluyordum. Bunu yaparken de çüküm sertleşiyor, bana çok hoş duygular yaşatıyordu. Bu durum bir bir buçuk yıl kadar böyle sürdü, ama onları ellemekten başka bir şey de yapamadım. Bulunduğumuz kasabada ortaokul olmadığı için babam tayinini istedi ve yakındaki bir başka kasabaya taşındık.
Artık birlikte evcilik oynadığımız arkadaşımız olmadığı için, o imkandan mahrum kalmıştım Henüz çevre edinemediğimiz için de benim ve kız kardeşimin yeni arkadaşları yoktu. Üstelik, evcilik ve doktorculuk oynama yaşını da geride bırakmak üzereydik. Ama eski ev sahibimizin kızını sık sık rüyamda görüyor ve yine her yerini mıncıklıyordum. Ortaokulda edindiğim yeni ortam, önümde yeni ufuklar açmaya başlamıştı. Benden yaşça büyük olanlar da vardı. Onlar hep kızlardan, bayan öğretmenlerden bahsediyorlar ve onlarla yatmayı istediklerini söylüyorlardı. Bir defasında yanımdaki sırada oturan bir öğrenci, öndeki kız öğrencinin önlüğünü toplamış, arkaya sarkan bacaklarını ortaya çıkarmıştı. Kızın bacakları bembeyazdı. Daha büyümüş olan çükümün sertleşmeye başladığını hissettim. Erkek öğrenci ise, öğretmene göstermemeye dikkat ederek, pantolonunun üzerinden çükünü okşamaya başlamıştı. Dersi unutmuş, merakla ve dikkatle onu izliyordum. Bir süre sonra çükünün başını pantolonundan çıkarıp, önündeki sıranın altına beyaz bir şeyler akıttı. Bunu yaparken de yüzü kıpkırmızı olmuştu.
Artık ben de, tuvalette öğrenci kızın bacaklarını gözlerimin önüne getirip, dokundukça sertleşen çükümü okşuyordum. Arkadaşlarımdan onun adının sik olduğunu da öğrenmiştim. Hatta zaman zaman yarak diyorlardı. Önceleri hiçbir şey olmadı ama bir defasında müthiş bir zevkle sarsılmaya başladım ve sikimin ucundan, aynı beyaz sıvı fışkırdı. Bunun müthiş bir zevk olduğunu keşfettim ve yalnız kaldıkça tekrarlamaya başladım. Ama bütün aklım, sınıfta gördüğüm bembeyaz bacaklardaydı. Hep, benden beş yaş büyük olan küçük teyzemin bacaklarını görmeyi arzuluyor, fakat bir türlü başaramıyordum. Çünkü, eteğinin içinde dizkapaklarında biten beyaz bir don vardı, yatağa da o donla yatıyordu. Yeni evimiz bir hayli küçüktü. O zamanlar yer yataklarında yatardık. Yatma zamanı geldiğinde, yüklük dediğimiz dolaptan yataklar, çarşaflar yorganlar çıkarılır ve belli bir düzene göre iki odaya yerleştirilirdi. Annemle babam öndeki büyük odada, teyzem, büyükannem, kız kardeşim ve ben de arkadaki küçük odada yatardık. Kız kardeşimle benim yataklarım yan yanaydı. Her gece yatağa yatar yatmaz sikimi elime alır, okşamaya başlardım. Bazen da o tatlı hazla, donuma ya da yatak çarşafına boşaldığım olurdu. Yine böyle bir gece sikimle oynarken şeytan kafama girdi.
Kız kardeşim arkası bana dönük mışıl mışıl uyuyordu. Henüz on bir yaşındaydı, ama memeleri iyice belirmiş, giysilerinin göğsünü zorlamaya başlamıştı. Bacakları da okuldaki kızlarınki gibiydi. Hep onların bacaklarına dokunmak isterdim ama bu mümkün değildi. Yatağa yattığımda da sikimle oynarken, onların bacaklarını, memelerini düşünürdüm. O gece önüne geçemediğim arzu, sadece onun bacaklarına dokunabilmekti. Nasıl olsa uyumuştu. Kısa bir tereddütten sonra, elimi yorganının altına sokup, yavaş yavaş ilerlemeye başladım. Heyecandan tirtir titriyordum. Elim korkudan o kadar yavaş ilerliyordu ki, bir türlü ona dokunamamıştım. Sonuçta parmaklarımın ucuna değen çıplak ten yüreğimi ağzıma getirdi. Bir süre hiç kımıldamadan öylece bekledim. Sonra bir kez daha cesaretlenip, parmaklarımı iyice okundurdum, ama neresine dokunduğumu bilmiyordum. Onda hiçbir hareket yoktu. Uyuduğundan emin olarak, biraz daha ilerledim ve elimi çıplaklığın üzerine koyup yeniden bekledim. Elimin heyecandan titremesine engel olamıyordum. Sikim zonkluyordu. Dayanamayıp elimi teninde biraz hareket ettirdim. Neresinde olduğumu keşfetmek istiyordum. Parmağım bir beze takıldı. Dikkatle yokladım. Patiska donunun paçasıydı. Demek ki elim, kalçasının üzerindeydi. Kalbim daha da hızlı çarpmaya başladı. Biraz bekleyip, elimi paçasının altından ileri uzattım ve yine bekledim. Onda en küçük bir hareket yoktu Cesaretlenip elimi biraz daha ilerlettim ve teninde bir kıvrımla karşılaştım. Bu, kalçasının bacak arasıyla buluştuğu yerdi ve daha ileri ulaşabilsem, amına yaklaşacaktım.
Ama bunu yapabilmek için vücudumu da yaklaştırmam gerekiyordu ve bu hem zor, hem de çok tehlikeliydi. Cesaret de edemiyordum. Öylece durup, altımda kalan sağ elimle taş gibi kesilen sikimi okşamaya başladım. Beklediğim zaten sadece onun tenine dokunabilmek değil miydi? Sikimi okşarken içgüdüsel olarak onu da okşadığımı fark ettiğimde iş işten geçmişti. Birden elimin altından kaydı. Uyanmış ve kendini geri çekmişti. Panikten elimi geri çekmeyi bile başaramadım ve öyle boşlukta kalıverdi. Tüm umudum boşa çıkmıştı ki, onu elimin altında yeniden hissettim. Sırtüstü dönmüştü ve şimdi elim donunun üzerindeydi. Yani bana fırsat tanımıştı. Çıldıracak gibiydim. Yine de dikkatli davranarak elimi donunun üzerinde bir süre tuttum. Hiç tepki göstermiyordu. Sessizlikte kulaklarımı kabartıp nefesini dinledim. Uyumuyor ve sık sık soluk alıyordu. Bu beni daha da cesaretlendirdi. Demek ki o da istiyordu. Elimi biraz bastırıp bekledim. Gene tepki vermedi. Bu arada yeniden hareketlendi. Bacağını bana doğru açmış ve yorganın dışına çıkan dizi bacağıma dokunmuştu. Artık bu rastlantı olamazdı. Titreyen elimi yavaşça donundan içeri soktum ve yeniden tenine dokundum. Bulunduğum yer göbeğiyle amının arasındaydı. Biraz aşağı kayınca elimin tüylere dokunduğunu fark ettim ve şoke oldum. Belli ki bu, amını kaplayan tüylerin başladığı yerdi ve benim on bir yaşındaki kız kardeşim tüylü bir ama sahipti. Yani artık çocuk değildi. Heyecanım ikiye katlandı. Parmaklarımı, aşağı indikçe yoğunlaşan tüylere doğru uzattım ve onların altında kabaran ama dokunabildim. Ölecek gibiydim.
Onda hala hiçbir hareket yoktu ama soluklarının sıklaştığını duyuyordum. Biraz bekleyip heyecanımı yatıştırmaya çalıştım ama ne mümkündü. Parmaklarımı yavaş yavaş yumuşacık tüylerin arasından amına uzattım. Dudaklarının arasındaki ıslaklığa dokunduğum anda hafifçe sıçradı. Çok korktum. Hemen öbür yanında yatan büyükannem her an uyanabilirdi. Bacağıma dokunan dizi titriyordu.Cesaretim iyice arttı. Amını okşamaya başladım. Ben onun sadece bacaklarına dokunmak için yanıp tutuşurken, şimdi elim onun amını okşuyordu. Tam anlamıyla anlaşmıştık. Ben okşadıkça o da, kalçasını yukarı kaldırıyor, bana katılıyordu. Bir ara yorganın aralandığını hissettim. Evet elini dışarı çıkarmıştı yavaşça tutup sikimin üzerine koydum. Biraz bekledikten sonra onu hafif hafif sıkmaya başladı. Daha sonra da başını tutuverdi. Her şey o kadar çabuk gelişmişti ki, heyecan ve mutluluktan iyice mayışmıştım. Bir yandan, sonradan klitorisi olduğunu öğrendiğim et parçasını parmaklarımın arasına almış okşuyordum, bir yandan da kız kardeşimin minicik elinde sıktığı sikimi ileri geri itip otuzbir çekiyordum. Parmaklarımı amının dudakları arasında ileri geri hareket ettirmeye ve onu okşamaya başladım. Bu bir süre devam etti. İkimiz de köpek gibi soluyorduk. Kız kardeşimin birden titrediğini hissettim. Hem elimin altındaki amı, hem de bacağıma dokunan dizi tirtir titriyordu. Elindeki sikimi iyice sıkmaya başladı. Zor gidip geliyordum. Titremesi sona erdiğinde ben de avcunun içinden çarşafa fışkırmaya başladım. Bu dayanılmaz bir zevkti. Fışkırmam bitince döllerimle ıslanan elini birden geri çekti ve arkasını dönüverdi. Elim boşta kalmıştı. Geri çekip, parmaklarımdaki ıslaklığı sikime sürdüm. Sonra ben de arkamı dönüp gözlerimi kapadım. Bu olayı hiç unutmayacaktım. Daha doğrusu unutturulmayacaktı.