Resmen Yarak Hastası Oldum! (6)
Resmen Yarak Hastası Oldum! (6)
Eyüp’ün söylediğine göre akşama kadar evde kimse olmayacaktı. Ben de saat 10:00’a kadar falan yattıktan sonra duşa girmek için çıktım yataktan. Evi bir dolaştım. Başka birisinin evinde çırılçıplak dolaşmak insanın içini gıcıklıyordu. Burak’ın odasının kapısı kilitliydi, ama Osman açık bırakmıştı kapısını. Odaya girdim. Odası sıradan bir bekâr odasıydı. Bir yatak, bir dolap, bir masa ve üzerinde laptop vardı. Yatağına uzandım. Osman dün akşam bu yatağa girip, benim inlemelerimi dinlemiş, beni siktiğini hayal etmişti mutlaka. Bunu düşünmek ıslanmama sebep olmuştu. Şimdi aynı yatakta ben çırılçıplaktım ve Osman’ı ben hayal ediyordum. Şimdi burada olsa beni nasıl sikerdi acaba? Bugüne kadar hiç aklımdan Osman’la ilgili cinsel birşey geçmemişti, ama şimdi onun yatağında çırılçıplak yatmış onunla sikiştiğimi hayal ediyordum. Amımla oynamaya başladım…
O duyguyu biraz daha yoğun hissetmek için dolabını karıştırıp Boxerlerinden birini aldım. Önce koklayıp yüzüme bastırdım, kasıklarına yumulup ona sakso çektiğimi hayal ederek. Bir taraftan amımı okşuyordum. Sonra Boxerini de amıma sürtmeye başladım, kasıklarımız birleşmişti böylece. Bu şekilde kendimi tatmin ediyordum. Ben tam orgazm olmak üzereydim ki dış kapı açıldı, biri gelmişti. Hemen yataktan fırladım, oda kapısının arkasına geçtim. İnşallah gelen Osman değildi. Yoksa direk odaya girecek ve beni o halde yakalayacaktı. Gelen Eyüp olsa zaten seslenirdi diye tahmin ediyordum.
Gelen her kimse mutfağa geçmişti, mutfaktan tıkırtılar geliyordu. Ben de o fırsattan istifade çıktım, hızla koridoru aşıp Eyüp’ün odasına kaçtım. Mutfaktaki her kimse beni görmüşmüydü bilmiyordum. Hemen üstüme Eyüp’ün tişörtünü geçirdim, altıma da eteğimi giydim çıplaklıktan kurtulmak için. Gelenin kim olduğunu kestiremiyordum. Burak olsa, kapısı kilitli idi açma sesini duyardım. Osman’sa Boxerini ortada görecekti ve Boxerin ıslak olduğunu fark edip benim orda bir haltlar karıştırdığımı anlayacaktı.
Ve sonunda Osman’ın, “Elif gel birşeyler atıştıralım, dışardan birşeyler aldım!” diye seslenişini duydum. Uyuyor numarası yapamazdım, mutlaka beni kaçarken görmüştü ki seslenmişti. “Sen devam et, ben aç değilim…” dedim. Osman, “O zaman gel birşeyler iç bari!” dedi. Baktım olacak gibi değil, zaten bir şekilde yüzleşecektim, “Tamam, geliyorum…” deyip odadan çıktım. Osman mutfakta değildi, salona gitmiş olmalıydı. Salona geçerken odasına bir göz attım, Boxer falan görünmüyordu. Gerçi ben de aceleyle nereye koydum bilmiyorum, ama ortalıkta yoktu. Ya görmüş almış, ya da daha hiç fark etmemiş olabilirdi.
Neyse, salona vardım. Salonda televizyona karşı konmuş bir kanepe ve önünde büyük bir sehpa var, çoğu zaman yemekleri bile mutfak yerine bu sehpada yiyorlardı. Osman da aldıklarını sehpaya koymuş yiyordu. Ben de başka yer olmadığı için kanepede onun yanına oturdum, “Afiyet olsun!” dedim. “Buyur beraber olsun!” diyerek dolu olan kola bardağını benim önüme doğru koydu. Ben kolayı alıp arkama yaslandım.
Birşey yemedim. Birşey de konuşmuyorduk. Olayların ne kadarından haberi olduğunu bilmediğimden temkinli davranıyordum, bilmeden ağzımdan bahis siteleri birşey kaçırmayayım diye. Osman, “Ee nasıl gidiyor, anlat!” diye lafa girdi. Ben de, “İyi işte, nasıl olsun?” dedim. “Sen hem okuyor hem çalışıyorsun, çok yoruluyorsundur?” dedi. Ben de, “İş o kadar yorucu değil, sonuçta müşteri geldikçe iş oluyor, haftasonu daha yoğun, ama o zaman da okul yok, dengeliyor birbirini…” dedim. “Eyüp’le nasıl gidiyor?” diye sordu. “İyi valla, Allah bozmasın…” diye cevap verdim. Osman, “Belli, belli!” dedi gülerek. Ben de gülerek karşılık verdim. Osman, “Eyüp’ün işi de zor!” dedi. “Nasıl zor?” diye sordum. Osman, “Sana yetişemiyor sanki!” dedi. Mevzuyu akşamki sekse getirecekti. Ben de, “Yoo, iyiyiz!” diye cevap verdim.
Bir müddet sessizlikten sonra, Osman, “Etekle rahat değilsin, sana bir kapri falan vereyim, eteği dışarda giyersin, hem kırışmasın!” diyerek, benim birşey dememe fırsat vermeden kalktı ve odasına yürüdü. Az sonra, “Yatağın üstüne bırakıyorum, burada giyersin!” diye seslendi. Sonra salona geldi. Ben emrivaki yaptığı için birşey demedim ve kalktım odasına geçtim üstümü değiştirmek için. Bir kapri vardı yatağın üstünde. Kapriyi elime aldım ki ne göreyim, içine benim sabah amıma sürttüğüm Boxeri koymuş. Osman bu davranışıyla resmen her şeyden haberim var mesajı veriyordu bana.
İşler biraz sarpa sarıyor gibi hissediyordum. Ama bir taraftan da, acaba hazır kimse yokken Osman’la sevişsem ve sabahki fantazim gerçeğe dönüşse mi diye orospuluk damarım tık tık atmaya başlamıştı. Eteğimi çıkardım. Madem giymem için bırakmıştı, Boxeri de içime giyeyim diye düşündüm. Boxeri giydim, böyle de baya sexy olmuştum. Acaba kapriyi giymesem mi diye düşündüm ve Osman’a seslendim, “Millet ne zaman gelecek?” diye. Osman da, “Burak bugün yok, arkadaşlarında kalacak. Eyüp’ün de normalde 5’e kadar dersi var, ama ne zaman gelir bilmiyorum…” dedi. Yani rahattık. Madem Osman Boxerle bana bir mesaj vermişti, ben de mesajına cevap vermeliydim. Kapriyi bırakıp, tişörtü Boxerin üzerine saldım. Tişört Boxeri anca kapatıyordu. Öylece salona geçtim Osman’ın yanına.
Osman bana bir bakış attı, belli ki içi gitmişti. Ben de, “Madem rahat edeyim diye çıkardım eteği, böyle daha rahat, hem kimse de gelmeyecek dedin!” diyerek açıklama yaptım. Osman, “Yoo güzel olmuş!” diye karşılık verdi. Benim bu hareketim onu cesaretlendirmişti. “Elif, az önce Eyüp’ün sana yetmemesinden bahsediyorduk ya?” diye giriş yaptı. Hissediyordum, ok yaydan çıkıyordu. Gerçi ben de kendimi psikolojik olarak Osman’la sevişmeye hazırlamıştım, ama ya birilerine söylerse, özellikle Eyüp’ün kulağına giderse diye de korkuyordum. Sonuçta aralarının nasıl olduğunu bilmiyordum, bir sıkıntı olduğunda kendini kurtarmak için, yada sadece arkadaşını düşündüğü için bile anlatabilirdi her şeyi.
Benim çekindiğimi görünce, “Elif, sana bir şey anlatacağım, ama bunu bildiğini, hele hele benden duyduğunu hiç kimseye söylemeyeceksin!” deyip, ısrarla benden söz aldıktan sonra anlatmaya başladı. Dediğine göre, Eyüp çok çapkın biriymiş, hayatında benden başka kızlar da varmış, arkadaşlarına benim bu eve gelmek istediğimi bahis siteleri anlatmış, ama başta kendisi sıcak bakmıyormuş bu olaya, ben evde olursam rahat hareket edemezmiş… Bunları duydukça şok oluyordum. Demek ki Eyüp’ün son zamanlardaki soğukluğu bu yüzdenmiş.
Osman sonra, “Bak Elif açık konuşacağım, ben seni kendi halinde, mazbut, efendi, Anadolu’dan okumak için gelmiş, hatta ailesine yük olmamak için bir taraftan da çalışan hanım hanımcık bir kız diye tanıdım, bu arada da gönlünü bir delikanlıya kaptırmışsın, o kadar da olur diye düşünüp hep takdir ettim…” diye devam etti. Osman doğru gözlemlemişti beni, birkaç hafta öncesine kadar tam olarak bu anlattığı kızdım. Osman o kadar tatlı ve ikna ediciydi ki, adeta içimden geçen bütün sorulara sanki içimi okurcasına cevaplar veriyordu.
Osman, “Eyüp’e de içten içe kızıyordum, hadi diğerleri neyse de, bu kızla oynamasa bari diye…” devam etti. Baya gönlüm Osman’a doğru kayıyordu. Ama kalbimin atması gibi, bir taraftan da amım kavruluyordu. Garip bir azgınlık vardı içimde, Osman’ın üstüne atlamamak için zor tutuyorum kendimi. Osman, “Yalan söylemeyeceğim Elif, keşke Eyüp yerine benim kız arkadaşım olsaydın diye çok düşündüm, ama aklımdan cinsellikle ilgili hiçbir şey geçmedi, ama dün akşamdan beri aklımda hep sen varsın, seninle olmak istiyorum!” diye döktü içinde ne var ne yoksa.
Ben zaten artık konuşmayı bitirse de icraata geçse diye kendimi zor tutuyordum. Ta başta istekli görünmeyeyim, onun zorlamasıyla oluyormuş gibi yapayım diye aklımdan geçiriyordum, ama beynim çoktan kontrolü kaybetmişti. Osman bana bakıyordu ne diyeceğim diye. Anlattıklarından acayip etkilenmiştim. Ama dahası, fena halde azmıştım, kontrol edemiyordum kendimi. Hiçbir şey demeden dudaklarına yumuldum. Kıtlıktan çıkmış gibi somuruyordum dudaklarını. Amım yanıyordu, o yarağı biran önce içime almalıydım…
Öpüşmeyi çok uzatmadan hemen kasıklarına eğildim, kemerini fermuarını çözüp sikini elime aldım. Elimle bir iki sıvazlayıp ağzıma aldım hemen. Bir müddet sakso çekince yarağı sertleşti. Dayanamıyordum, amım zonkluyordu resmen, “Önce beni bir posta sik, sonra uzun uzun sevişir, keyfine vara vara akşama kadar sikersin!” deyip, hemen Boxerden kurtuldum ve kanepenin kenarına ellerimi koyarak ayakta domaldım. Ben pozisyonumu almış Osman’ı bekliyordum, kanepeden kalkıp gelene kadar asırlar geçti sanki.
Arkama geçti, eline tükürüp amıma sürdü, ama zaten amım ıslaktı. Sonra sikini amımım dudaklarında gezdirmeye başladı, bense bir an önce sikilmek istiyordum. “Hadi sok artık şunu!” dedim. Osman’ın acelesi yoktu sanki, “Ufff, şu göte bak, daracık, ben bu götü sikerim!” dedi. Ben çıkıştım, “Soksana be herif şu sikini amıma!” diye. Osman, “Amı sikeriz o kolay, ama bu götü bana siktireceksin, bu göt bugün bu siki alacak, sarıp sarmalayacak!” diyerek halen götümü istiyordu. Ben artık yalvardım, “Ne olur önce şu amımı bir doyur, götümü sonra sikersin!” diye. Osman, “Bak sözü aldım haa!” diyerek yarağını yavaşça amımın içine saldı. Bir müddet yavaş yavaş gidip geldikten sonra temposunu artırdı, ben de kalçamla daireler çizerek içimde sikinin amımın duvarlarına bahis siteleri sürtüp her yerime değmesini sağlıyordum…
Bu seferki anlaşılmaz azgınlığımdan olacak ki, çok çabuk orgazm olmuştum. Ama Osman oralı değildi, sikmeye devam ediyordu. Pozisyon değiştirdik, beni kanepeye sırtüstü yatırıp bir müddet misyoner pozisyonunda sikti. Biraz yorulur gibi olunca tekrar pozisyon değiştirdik. Bu sefer o kanepeye yattı, ben üstüne çıktım ve ata biner gibi sikini içime aldım ve zıplamaya başladım. Bu pozisyonu da sevmiştim, çünkü ben bastırdıkça sikini daha fazla içime, daha derinlere kadar alabiliyordum. Bir müddet sonra Osman beni belimden tuttu ve kasıklarına yapıştırdı, siki bir damar gibi atmaya başlamıştı, içimde hissediyordum. Derken boşalmaya başladı ve tüm döllerini amıma doldurdu. Ben de pelte gibi üstüne yığıldım…
Bir süre öylece kaldık. Biraz dinlendikten sonra Osman’a baktım, ne yapıyoruz der gibi. Osman da, “Daha dur bakalım, yeni başlıyoruz, evin her yerinde sikeceğim seni, finali de o daracık göt deliğinle yapacağız!” dedi. Hiç götten sikilmemiştim. Erkeklerin bu göt sevdasını anlamıyordum, kendim zevk alacak mıydım onu da bilmiyordum.
Banyoya gidip amımı güzelce yıkadım, içimdeki dölleri temizledim. Osman’ın yanına geri geldiğimde pencerenin kenarındaydı. “Gel aşkım!” diyerek yanına çağırdı ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Ben de dudaklarından öperek karşılık verdim. Biraz öpüştükten sonra, “Şimdi seni evin her yerinde sikeceğim, ama bu adamı senin hazırlaman lazım!” diyerek, beni omuzlarımdan aşağı bastırdı. Mesajı almıştım, eğilip sikini elime aldım, biraz elimle sıvazlayıp sonra da ağzıma aldım. Az önce bana yaşattığı zevkin bedeli olarak ona güzel bir muamele ile teşekkür edecektim. Güzelce emmeye başladım. Daha tam ereksiyon olmadığı için taşaklarını da beraber ağzıma almaya çalışıyor, sikinin ucunu taa boğazıma kadar sokuyordum, sikini ağzımdan çıkarıp, taşaklarını emiyor, taşaklarının arkasında kalan yerlerin okşuyordum. Ve Osman’ımın bundan çok zevk aldığını görebiliyordum…
Siki kazık gibi olmuştu, ben yüzüne doğru bakınca beni tekrar yukarı kaldırdı, pencereden dışarı bakmamı istedi. Ben dışarıyı seyrederken arkamda yerini aldı ve sikini amıma yerleştirdi. Bu benim de hoşuma gitmişti. Biraz öyle siktikten sonra mutfağa geçtik, orada beni tezgaha dayayıp, yine arkamdan amımı sikmeye devam etti… Sonra Eyüp’ün odasına geçtik, onun yatağında beni domaltıp, “Ya Eyüp efendi, işte böyle, sevgilini orospum yapıp sana boynuzu taktırdım, gavatlık tacını giydirdim sana!” diyerek amıma hırsla pompalamaya başladı. Korkmalı mıydım bilmiyorum, ama zevkten uçuyordum, onu düşünemezdim şimdi…
Biraz sonra oradan da çıkıp kendi odasına geçtik. Daha sabah fantazi kurduğum yatakta, şimdi gerçekten Osman’ın altında inliyordum ve orgazm üstüne orgazm oluyordum. Hiç halim kalmamıştı, “Osman’ım ben bittim, hadi sen de boşal artık!” diye inledim. Osman hızlanmıştı. Boşalmaya yakın sikini amımdan çıkardı ve ağzıma verdi. Kısa bir süre ağzımdan siktikten sonra ağzıma boşaldı. Ben de son damlasına kadar yuttum döllerini…
Osman’la sevişmek çok hoşuma gitmişti. Farklı pozisyonlar denemeyi, benim gibi teşhirciliği seviyordu. Ayrıca iyi de dayanmıştı, uzun süre kendini kontrol edebiliyordu. Kararımı vermiştim, götümden siktirmek konusunda endişelerim vardı, ama bu götüm sikilecekse Osman’a siktirecektim.