Tecrübelerim-6

Tecrübelerim-6
Güzel bir pazar sabahı, güneş tüm ihtişamıyla gökyüzünde kendisini gösteriyordu. Böyle bir günü uyuyarak geçirmek, kendine ihanet etmektir. Güzel bir kahvaltıdan sonra kitabı alıp kendimi dışarı attım, biraz yürüyüş yaptıktan sonra deniz kenarında güzel bir kafeye girdim. Güneş ışınlarının beni görebileceği ve benim doya doya denizi izleyebileceğim bir yere oturdum. Bir kahve almış ve denizi izlemeye başladım.
Ben bu şekilde dalmışken, bir ses bana seslendiğini duyup kendime geldim.
“Genç arkadaşım, nasılsın”
“Gülsün abla, iyiyim sen nasılsın”
“Ben de iyiyim, ne yapıyorsun burda tek başına”
“Senin verdiğin kitapta okuduklarımı düşünüyordum, buyur abla gel otur” dedim. Bir an kendisine baktım, üstünde bir tişört altında da siyah bir alt vardı. Yürüyüşe çıkmış ve dinlenmek için kafeye girdiği belliydi. Hemen aklımda bu kadın her zaman bu kadar etkileyici enerjiyi nerden buluyordu.
“Sana eşlik edip kitap hakkında biraz sohbet etmek isterim Ahmet”
“Tamam abla, bir şey sorabilir miyim?”
“Tabi canım lütfen sor”
“Abla seninle her görüştüğümde, senin enerjinden kaynaklı kendimi hep iyi hisediyorum. Nasıl başarıyorsun bunu”
“Ahmet teşekkür ederim, ben bunu spor ve sağlıklı beslenmeye borçluyum”
“Abla gözlerin hep gülüyor, keşke aynı yaşta olsak”
“(biraz gülümseyip) ne olurmuş aynı yaşta olsaydık”
“Abla, sürekli gözlerin bile gülüyor, enerjin yüksek, insan senin yanında yaşlanmaz ki, sevgilin olmak için herşeyi yapardım”
“Teşekkür ederim Ahmet ama galiba aramızda 17 yaş fark var. Şansına küs” dedi ve güldü. Sonra devam etti,
“Kitap hakkında ne düşünüyorsun?”
“Gülsün abla, ilk notta yazan soru Kimsin?”
“Bu önemli bir soru, sen ne düşünüyorsun bu konuda”
“Gülsün abla, bilemiyorum, yani bu soru beni biraz farklı hisettirdi. Yaşadığımız bu hayatın bir anlamı olması gerekiyor.”
“Ahmetçiğim bu sorunun sana zor gelmesinin sebebi, insanın bedensel, duyusal ve düşünsel olarak sürekli değişmesinden kaynaklanır. Mutlak olarak sabit olmayan insanın kendini belirlemesi de mümkün değildir. “Ben kimim?” sorusu, insanın kendine ait “ben”i yani kimliğini arama ve oluşturma çabasıdır”
“Kimlik?”
“Bir insana ait olan özellik ve nitelikler toplamı onu o yapan her şeydir, kişiliğidir.”
“Çok teşekkür ederim, çok açıklayıcıydı.”
“Aslında Ahmet bu kitapı okuduğumda soru sormanın önemini öğrendim, kısaca doğru sorular sorulduğunda en korkulan kişi olursun. Bir de merak, her zaman meraklı olmalısın ama bu merak ilim ve öğrenim için olmalı, dedikodu için değil” dedi ve kahkaha attı. “Her görüştüğümüzde sen bana şiir okudun ama şimdi ben sana bir tane okumak istiyorum sonra da kalkmam gerek.”

Ben sana hep üşüyordum
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
İnkar etmiyorum da bunu,
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
Ve lütfen inkar etme;
Sana en çok ben yakıştım.

“Çok güzel bir şiir kimin eseri”
“Özdemir Asaf, onunla ilgili bir şiir daha istermisin?”
“Evet, çok güzeldi.”
Tamam dedi, gözlerini yumdu, derin bir nefes aldı.

Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia

“Çok güzel”
“Evet Ahmet ama benimde gitmem gerek, kitabı bitirince gel hem kahvede içeriz.” dedi ve gitti. Ben ise biraz daha oturduktan sonra çıktım. Öğlene doğru ise Gamze’yle anlaştığımız restauranta gittim. Gamze’de 5 dakika sonra gelmişti.
“Selam bebeğim, napıyorsun”
“İyiyim aşkım, sen nasılsın” diye sordu
“Bende iyiyim, hadi acıktım, siparişleri verelim” siparişleri verdikten sonra sohbet etmeye devam ettik.
“Aşkım, biliyormusun? Sizin sınıfta bir kız var Seda”
“Evet aşkım”
“Hakkında dedikodu çıkmış, bir erkekle görüşüyor”
“eee sen de bir erkekle görüşmüyor musun? Bak burda birlikteyiz”
“Hayır ya öyle değil, biz sevgiliyiz. O sadece birşeyler yaşamak için”
“Sen gördün mü?”
“Hayır bana anlattılar”
“Peki bu bilginin bizim hayatımıza nasıl bir artısı var”
“offff senle bir şey konuşamıyorum” biraz sessizleşti, sonra yemekler geldi. Ben anlam veremedim. Biz neden Seda’yı konuştuk ki…
Yemekten sonra bir kafeye gittik, orada otururken,
“Aşkım, Gamze kendinden bahsetsene, sevgilimsin ama senin hakkında çok bir bilgim yok, tamam bazı şeyleri biliyorum ama daha detaylı bilgim olsa daha çok sevinirim”
“Aşkım ben 7 yaşındayken babamı kaybettim. Annem bize baktı ve sürekli çalışmak zorunda kaldı. Bu kısımları zaten biliyorsun. Sabahları saat 7 de çıkar akşamları da 7 de eve girerdi. Genel de eve geldiğinde de yorgun olurdu. Bu yüzden de Annemin arkadaşı vardı. Onun kızı vardı Nilay, o genelde bana bakardı.”
“Hangi Nilay, bizim komşumuz vardı”
“Tamam anladım, en son nişanlıydı”
“Haberin yok mu?”
“Neyden”
“Nilay abla nişanlısını aldattı. Zaten çoğu zaman erkek arkadaşlarını bize çağırırdı. Sürekli farklı erkekler gelirdi, bende onları kapı deliğinden izlerdim. Nilay abla onlarla seks yapardı” bir anda aklıma Sveta gelmişti, o haklıydı. Gamze konuşmaya devam etti.
“Nilay abla hep benle paylaşırdı sırlarını, sonra ben 12 yaşıma gelince bana derdiki sende büyüyünce bunları yapacaksın. Zaten bir kadın bunları yapmazsa kadın olamazmış derdi”
“Peki sen ne yaptın”
“Bende yaptım ve en çok sende zevk aldım. Hadi sıkıldım kalkalım” kalktık, yürüyerek sahilde bir alana gidecektik, el ele tutuşarak gidiyorduk, Sahilde tenha bir yere geçtik. Ben bir kayanın üstüne oturdum. Gamzede kucağıma oturdu, öpüşmeye başladık, ben onun sırtını okşuyordum, o saçlarımı okşuyordu. Sonra elleri aşağı kaydı, penisimi çıkardı. Iç çamaşırını çıkarmamıştı, amını o şekilde penisime sürdü, yaklaşık 10 dakika bu sürtünmeler sonucunda amının ıslaklığını hisettim, eğildi ve ağzına aldı. O şekilde beni boşaltmıştı. Tüm spermlerim ağzını doldurmuştu. Bana bakarak tükürdü.
“Yarın okul çıkışı bana gidelim mi? Annem evde olmayacak Ahmet”
“Olur” dedim.